Çevre Mektubu

Andırın Gelişim Platformu

 

ÇEVRE MEKTUBU

 

Türkiye, dünyanın en güzel coğrafyaları arasında yer almakta. Bizler,  bu coğrafyada nefes alarak hayatımızı idame ettirdiğimiz için kendimizi şanslı addetmeliyiz. Havası, suyu, yer altı-yer üstü kaynakları, tarımsal ürünleri, fauna ve florasıyla…

 

Sanayi Devrimi;  azgın bir şekilde ihtiyaç duyduğu  ham madde gereksinimleri  nedeniyle,  çevreye - doğaya olabildiğince zarar vermiştir. Şehirler  büyümüş, üretim ve tüketimi ekonomisinin büyük ve açık pazarları haline gelmiştir. Şehirleşme,  sosyal ve kültürel değişim ve dönüşüm içindedir. Değerler, yerini tüketim çılgınlığına  bırakmıştır.

 

Türkiye ölçeğinde bir değerlendirme yaparsak dünyadaki gelişmeleri maalesef bizde yaşıyoruz. Yıllara dayanan süreç içerisinde, her geçen gün artarak devam eden çevre ve doğa tahribatının ayan beyan görmekteyiz. Şehirlerimizde aynı durumdan nasibini alıyor.

 

Son zamanlarda bilimsel çalışmaların ışığında, yenilenebilir bir çok enerji kaynakları üzerinde bulgular elde edilmiştir (rüzgar, güneş, hidrojen ve bor vb).Enerji Bakanlığı’nın raporunda da, Türkiye’nin güneye bakan bölgelerin yatırım yapıldığı takdirde yenilenebilir-temiz ‘güneş enerjisi’ potansiyelinin mevcudiyetinden söz ediliyor. Güneş enerjisinin, Türkiye’nin şimdiki mevcut, yıllık enerji tüketiminin iki katı kadar enerji elde edebileceği projesi mevcut iken, doğaya –çevreye  zarar veren enerji  politikalarına fırsat verilmemelidir.

Havamız, her geçen gün biraz daha kirleniyor.  Azalan su kaynaklarımız  kirleniyor. Doğa kirleniyor. Çevremiz kirleniyor. Daha vahimi ise, bütün bu saydıklarımıza sebep olan zihinlerimiz kirleniyor.

 

Orman varlığı ve  su kaynakları orantılı olarak bir arada bulunur. Bilinçsiz ağaç kıyımı, orman yangınlarını hesaba katarsak, kısa zamanda içerisinde çöle dönmüş bir Türkiye manzarası ile karşı karşıya kalabiliriz.

 

Türkiye, buna paralel olarak hızlı bir erozyon  sürecini yaşamakta. Her yıl ölçülemeyecek miktarda toprak kaybediyoruz.

Andırın da bu genel vaziyetten nasibini alıyor.Andırın bir orman bölgesidir.  Doğu  Akdeniz doğal yerleşim alanlarından biridir. Suyu, ormanı, havası, karşılık olarak başka hiçbir değerle ölçülemez!

 

Andırın doğasını ve çevresinin tehdit altında olduğunu her çıplak göz görür. Bunları başlıklarla sayalım.

 

  • Vadilerde küçük sular da HES santları kurulurken hem su kaynağı kurutularak doğal yaşam, hem de makine kazılarıyla doğa tahrip ediliyor.
  • Kentleşme, yoğun yayla yerleşimi nedeniyle sıvı atıklar, evsel atıklar vahşi depolama bile olmadan doğaya salıveriliyor. Çöğlerin görülmediği yer kalmadı. Andırın, bugün vahşi depolamaya bile hasret
  • Yerüstü kaynak sularının büyük olanları çevre yerleşimlerin su ihtiyaç için alınıyor. Küçük sular ve çeşmeler yaylacılar tarafından plansızca alınarak evlere hapsediliyor.
  • Andırında sular azaldıkça doğal hayat çok ciddi tehdit altında.
  • Plansız yaylacılık (İkincil yazlık evler) başını almış gidiyor. Yoğun yerlere basit imar düzenlemesi bile yıllardır yapılamıyor.
  • Yer üstü sular kirlenir ve azalırken,  yer altı sulara hücum devam ediliyor. Hem kirlenen hem de giderek azalan yer altı suları sonucu doğa dengesini tamamen bozmakta. Kanıtı ise, yazları çıkan kaynak suları çıkmaz oldular.

  • Andırın da sulanabilen arazilerde hala vahşi salma sulamaya devam ediyor. Acil yatırımlarla kapalı, yağmurlama, damla sulamaya geçilmelidir.
  • Ormanlarımız kesile kesile son noktalarına geldi. Ormanların doğal hayatını sürdürebilmesi ve yenileyebilmesi için kesime dur denmeli. Kışlık yakacak için kalmayan odun yerine tomruk ağaçlar kesiliyor. Yakacak ihtiyacı orman sırtından alınmalı. Odun yerine kömür yakılmalı. Andırın ormanları koruma altına alınmalıdır.
    • Andırının orman içi ikincil doğal bitkileri (tıbbi,aromatik bitkiler) saldırı altında. Keçi, sadece dalını koparırken insanoğlu kökünden koparıyor. Bitki toplama planlamalı ve izinli hale getirilmelidir.

 

  • Çınar Geçidi yapılan HES     baraj göleti altında kalıyor. Doğru proje      yapılsaydı veya en azından ÇED raporu alınsaydı kesinlikle Çınar Geçidi        kurtarılırdı. Çınar Geçidi, Andırınlıların önemli bir mesire ve nefes alabildiği            alandır. İlçeye yakın olması ise ayrıca bir avantaj teşkil eder. Hemen, herkesin           de hatırası var Çınar Geçidi’nde. Suyu, havası, doğası ile Andırın için eşsiz             vazgeçilmez güzellikte bir yerdir. Hala kurtarılabilir. Evet, hala kurtarılabilir.

 

Yereldeki halkın ve sivil toplum kuruluşlarının konu üzerindeki hassasiyetlerini ve  demokratik tepkilerinin anlayışla karşılanmasını diliyoruz.

 

Bu coğrafya yalnızca Andırında yaşayan insanlara ait değil. Yazları Andırının iki üç katı Çukurovalılar yaşıyor.  Andırınlıların bozulan tabiata, yanlış projelere karşı hassasiyeti hoşgörüyle karşılanmalıdır. Hatta coğrafyasını savunması da. Hatta beraber savunmalıyız.

 

Dili, eli gücü yeten herkese mektubumuzdur.