Andırından Çukurovaya

Deneme

Ahmet NARİNOĞLU

ANDIRINDAN ÇUKUROVAYA

 

Andırının Çukurovanın bir parçasıdır. Bu gerçeği ispatlamak yerine izah etmek daha yerinde olur.

Bunlar!

Toroslar, Çukurova, Akdeniz birleşik kap gibidir. Biri ötekini besler. Biri diğerlerini etkiler. Birini ihmal ederseniz birlikte zarar görürler. Bu gerçeği görmediğimiz zaman bölgeyi anlayamayız. Andırın Toroslar’da kalır. Çukurova’yı besleyen tarafta Andırının doğal yapısı. Ağaç ve bitki örtüsü, canlı hayatı, hem Çukurova’dan beslenir, hem de ovayı besler. Yöre coğrafyası böyle bir denge üzerine kurulmuştur.

Coğrafya üzerinde yaşayanlar tabiata uyum sağlayarak bir yıl içinde hem Akdenizi, hem Ovayı hem de Toroslar’ı kullanırlar. Buna göç, yayla göçü yaylacılık diyoruz. Her devirde yayla göçü olmuştur. Göç Toroslar ve Ovada yaşayan toplumları kaynaştırmış ortak kültür oluşturmuştur. Ova ile Toroslar’ın kültürü ortaktır. Konuşulan dil, kelimeler, gelenek ve görenekler aynıdır. Folklor ortak üretilmiştir. Andırın Davulu çaldığında Çukurovalı sahiplenir.

Çukurova coğrafyası, yaşam şekli olarak göçe zorlamış göç yolları toroslara ulaşmış. Göç kültürünü üretmiş. Bölge bir ve bütün olmuştur. Bugün ulaşımın, iletişimin artmasıyla uzaklar yakın olurken; göçe bağlı ulaşım yollarının önemi azalmakta, oluşan ortak kültür yaşatılamamakta görüşünü kabul ediyoruz. Ancak biliyoruz ki kültürler uzun dönemlerde oluşur, hemen de kaldırılamaz.

Şimdi yeni durumla karşı karşıyayız. Tarım ve hayvancılığa bağlı göç kültürü yerini dinlenme ve turizm kültürüne bırakıyor. Yaylacılık geleneği, şekil değiştiriyor. Toplumun refahı arttıkça, gurbet yaşamları çoğaldıkça Toroslar’a, yönelme artıyor. Buna küresel iklimin getirdiği geri dönülmez iklim baskınını da eklerseniz, Andırın Çukurova hayatının vazgeçilmez parçası olacaktır. Andırında geçirilen yılın birkaç ayı yerini, yıl boyuna bırakacaktır. Ulaşım arttıkça maliyet düşecek, hiçte zor olmayacaktır.

Böylesi bir gelişme, yeni durumlar ortaya çıkarmaktadır. Çukurovalı Andırına yöneldikçe şimdiden hesap etmemiz gereken durumlar oluşacaktır. Bunları sıralayalım.

  • Yoğun yaylacılık ve yerleşim baskısı doğmaktadır.
  • Yerleşim baskısıyla, refahın getirdiği güç ve teknoloji birleşerek yörede hızlı yapılaşma oluşmaktadır.
  • Tabiattın yer altı ve yerüstü dengesine yapılan müdahaleler kısa sürede dengeyi bozmaktadır.
  • Başta sağlık olmak üzere, pek çok sebeplerden ötürü ağaç, bitki ve canlı dünyasından bilinçsizce yararlanma yollarına gidilmektedir. Kökünden koparılan endemik bitki, geri gelmemektedir.
  • Bu gelişme koruma ve kullanma dengesi kaygısıyla doğal yapıyı planlamayı zorlamaktadır.
  • Sürdürülebilir bir çevre için insanların eğitimi, bilinçlenmesi ve ihtiyacı programı doğmalıdır.

Andırın Çukurova’yı, Çukurova Andırını ilgilendirmektedir. Andırın coğrafyası bölge insanların ortak kullanım alanına dönüşüyor. Andırınlıların değil, yararlanan herkesin bilinçlenmesi gerekiyor. Toroslar dolayısıyla Andırın Çukurovalı birisinin gözünde uğranıp geçilecek bir yer olmaktan çıkıp evinin bahçesi anlayışına dönüşüyorsa geleceğimiz kurtuluyor diyebiliriz.

Andırın ve Andırınlılara düşen yeni görevleri de unutmamalıyız.

  • Yörede 365 gün yaşayan insanlar memleketin tek sahibi olmaktan çıktılar. Bir emanet üzerinde yaşıyorlar. Bu emanete iyi bakmalılar.
  • Her yıl artan özellikle yazın çoğalan insanların barınma ve gıda gibi temel ihtiyaçlarını Andırın coğrafyasının doğasını bozmadan, doğal ürünlerle sağlamalıyız. Doğal ve ekolojik ürünler üretmeliyiz.
  • Çok kazanmak uğruna çok üretmek için ilaç, gübre ve hormon kullanımına gidersek bindiğimiz dalı keseriz. Andırının kirlenmemiş cep ovaları doğal ürünler dışında kullanılmamalıdır.
  • Andırın Kültürü değişen Çukurova Kültürünün tehdidi altındadır. Buna küresel kültür tehditlerini eklersek kültürümüze gözümüz gibi bakmalıyız. Yani yaşamalıyız, yaşatmalıyız.

 

Çukurovalı Andırına doğal çevresi kadar, doğal ürünleri için de geliyor. Tabi ki yerli kültürünü yaşayan bozulmamış doğal insanları için de. Bu gerçekleri bilerek Andırını ayakta tutar ve geliştiririz. Dışarıdan kurtarıcı aramayalım. DOĞAL ÇEVRE, DOĞAL ÜRETİM, DOĞAL İNSANLAR, BOZULMAMIŞ KÜLTÜR. Andırının gerçek güçleridir. Andırını cazip kılan sihirli yanlarıdır. Andırının farkıdır.