Cumali’nin Sırrı Neydi?

Deneme

Ahmet NARİNOĞLU

CUMALİ’NİN SIRRI NEYDİ?

Cumali Yaşar 1996 yılında Andırın Meslek Yüksek Okulunda görevine başladı. Kendi ifadesiyle Meslek Yüksek Okulu yeni doğmuş, emekleyen bir bebekti. Çocuğu incitmeden büyütmek gerekiyordu. Cumali’de öyle yaptı. Şimdi okul gelişiyor.

Cumali kimdir? Cumali’yi tanımaya çalışalım.

  • Andırın Akgümüş köyünden
  • Bilgisayar öğretmeni
  • MYO görevlisi
  • Memleketinde çalışan okumuş bir adam

Cumali Andırında tanındı, sevildi. Unutulmaz biri oldu. Peki! Cumali’yi  unutulmaz, ismini kalıcı kılan yalnızca yukarıdaki saydığımız özelliklermiydi? Soruyu başka şekilde de sorabiliriz. Memleketine dönen her okumuş kişi Cumali gibi neden tanınmadı, bilinmedi? Anlıyoruz ki Cumali’yi farklı kılan başka özellikler var. Cumali kendine mahsus özellikleri yönünden öne çıktı. Öyleyse Cumali’yi tahlil etmeliyiz. Cumali objektif tahlil edilmeli ki, Andırın kalkınmasında insan unsurunun birinci sırada olduğu iyice anlaşılsın.

Cumaliden önce toroslarda kabuğunu yırtmayı zorlayan Andırını tanımalıyız.

Gerilere gittiğimizde, okulların henüz köylere gelmediği dönemlerde Andırın gibi Toroslarda insan var, Çukurova’da iş vardı. Uzun bir dönem böyle geçti. Okulların köylere açıldığı 1960’lı yıllardan sonra köyde okuyanlar ortaokul, öğretmen , sanat ve sağlık okullarına yöneldiler. Artık Andırında eğitim yoluyla göç başladı. Lise için Kahramanmaraş, Kadirli, Osmaniye tercih edildi.

Kelebek etkisiyle olmalı, köyde mahallede bir okuyan bütün çağdaşlarını etkilerdi. Okuyan gençler, okumayanlara ışık oldular. 1970’li yıllar Andırında eğitim, hayata atılış ve ekmek davasına dönüştü. Bugün Andırın eğitim yönünden Türkiye ortalamasının üzerindedir. Eğitimli insanla beraber toplum çıtası yükselmiştir.

Cumali bu eğitim furyasında Kahramanmaraş’ta orta ve lise tahsilini tamamladı. Üniversitenin de matematik öğretmeni olarak mezun oldu.

Cumali ve dengi gençlerin gözünde şahsım üniversite okuyan, önder bir konumdaydık. Eğitim çığırı açılmıştı. Akgümüş köyünün gençleri eğitim yolunu tercih ettiler. Okuyamayanlar da iş gayesiyle önlerinde açılan çığırı takip ederek İstanbul’a akın ettiler.

Cumali’nin  çocukluğu ile hayatı arasında paralellik kuruyorum. Hareketli, yerinde duramayan gözleri parlayan, her yeninin peşinde koşan, zeka fışkıran bir öğrenciydi. Gururluydu. Kendi kazanmak kendi okumak isterdi. Bu yüzden okurken değişik yerlerde çalışmıştır. Böyle yapması Cumali’ye hayatı erken öğretti. İlerlideki duruşlarına temel oldu.

Cumali Andırına niye geldi? Yıllar sonra anlaşıldı ki Cumali gibiler dışarıda kendine çalışarak Doçent, doktor, oldular. Cumali’ye MYO’ da başladığı kariyerinde kaldı. O bundan hiç gocunmadı. Geleceğini teperek Andırında kaldı. Peki Cumali’nin niyeti ve amacı neydi?

  • Memleketini seviyordu.
  • Ailesine yakın olmak istiyordu.
  • Yüksek Okul gelmesi, bunun içinde olması heyecan veriyordu.
  • Andırına hizmet etmek istiyordu.
  • Andırına yenilik katmak istiyordu.

Memleketinden çıkarak okuyan her insan geri dönmek istemez. Memleketinde gelişemeyeceğini düşünür. Memleketinde olmaktan dolayı gelecek risklere katlanmak istemez. Cumali öyle yapmadı. Cesaret gösterdi, Andırına geldi. Dirayet gösterdi, Andırında kaldı.

Cumali Andırında neler yaptı? Andırına neler verdi? Ne katkısı oldu? Ne yenilikler getirdi? Faydası ne oldu? Bu ve benzeri soruların cevabı nettir. İşte Cumali’nin Andırına katkılarını saymalıyız.

  • Ailesini küçümsememiş, destek olmuştur.
  • Mütevazı kişiliğiyle yakın, uzak demeden herkese eğilmiştir.
  • Bürokraside herkesin işinin görülmesine aracılık etmiştir.
  • İlçeyi yönetenler ve memurlarla sıcak diyalog kurarak MYO kurumlar kaynaşmasını sağlamıştır.
  • MYO ile halk arasında köprü olmuş, kaynaşma sağlanmıştır.
  • Bilgi teknolojilerini, başta bilgisayarı Andırına getirmiş, bilgi ve teknik destek vererek yayılmasına vesile olmuştur.
  • İlçenin her türlü sorunlarını çözmede rol almıştır.
  • Halkla – bürokrasi arasında kaynaştırıcı rol üstlenmiştir.
  • MYO gelişmesine ciddi katkısı olmuştur.
  • Proje fikrini yaşayarak, çeşitli projeleri hayata geçirmiştir.

Diyebiliriz ki, Cumali herkesin yardımına koşarak çoğunun eli ayağı olmuştur. Cumali sadece Andırında yaşayanlara değil, bizler gibi dışarıdan gelenlere de ev sahipliği yapmış, rehberlik etmiştir.

Cumali Andırına böylesi emek verirken, kendini feda ederken Andırın ne yaptı? Andırın Cumali’ye nasıl davrandı?

Kabul etmeliyiz ki, tuz-ekmek hakkını iyi bilen Andırınlılar Cumali hocayı sevdiler. Bağrına bastılar . Evladı gibi kucakladılar. Acı tatlı gününde yanında oldular. Bunun ispatını şahsen tespit ettim. Cumali önce kardeşini sonra annesini kaybettiğinde Andırın halkı, köye taşındı. Acı gününde günlerce Cumali’nin yanında oldular. Sevgi ve saygılarını esirgemediler. İyilikle andılar. Netice itibariyle Cumali Andırına, Andırın Cumali’ye vefalı davranmıştır.

Cumali’yi, kendi gibi diğerlerinden farklı kulan ve öne çıkaran neydi?

  • Cumali çağı iyi okudu
  • Cumali Andırının ihtiyaçlarını,beklentilerini iyi tespit etti.

Cumali Andırının dünyaya açılmasını istedi. Bunun yolu da bilgi ve teknolojiyi Andırına getirmekti. Yeniliğe, modernliğe açık Andırın Cumali’nin çabalarını kabullendi. Cumali o dönemde Andırının dünyaya açılan yüzünü temsil ediyordu. Cumali Andırınla bilgiyi buluşturdu. Farkı da bundan ileri geliyordu.

Cumali bilim dünyasında, yabancılar nazarında, dışarıdaki hemşehriler arasında Andırını tanıtan ve sevindiren aydındır. Kendine düşenden öte, düşmeyenleri de üstlenerek yerine getirmiştir.

Cumali’nin Andırındaki yerini Cumali Andırından ayrıldığında “Eyvah Andırın öksüz kaldı” diyerek en iyi Kaymakam Oktay Çağatay tespit etmiştir.

Andırında nice Cumaliler var. Fedakar. Memleketine hizmet etmek isteyen. Uzmanlığını veya mesleğini sunacak olan. Ama onlar bir kıvılcım bekliyor. Korkmayın Cumali önünüzde en iyi misaldir.

Şimdi geç kalmış ama pişman olmayarak Çanakkale Üniversitesinde bilim adamlığına devam ediyor.