Kağnı
Deneme
Ahmet NARİNOĞLU
KAĞNI
Nerde bir kağnı görsem irkilirim. Çocukluğu kağnı ile geçmiş bir hayatın nostaljik anılarına gidişi değil bu irkilme. Kağnı ile bugünkü binek arabalarını kıyaslayarak nerden nereye geldiğimizin beynimdeki sarsıntısı. Bilmeyenlere hemen hatırlatayım ; kağnı dolu iken saatte en fazla 2-3, boşken ise 4 km yol kat eder.
Ah o kağnılar. Kurtuluş savaşını bile kazandıran kağnı. Biz kurtuluş harbini kağnıyla kazandık. Kağnı yalnızca cepheye top, mermi, malzeme çekmedi. Anadolu sathında yiyecek, giyecek, barınacak… Ne varsa hükümet merkezlerine oradan da cephe gerilerine taşındı. Kağnılar o yıllarda yolsuz, köprüsüz coğrafyada engebeleri aşa aşa yol yaptı.
Kağnı yük taşır. Orman ürünleri, sap, saman, dolu dolu çuvallar. Katır, eşek, beygir hafif yük taşırken kağnıya ağır olanlar düşer. Yol olmadan kağnı olmaz. Kağnının çalışabilmesi için yolların kurak, derelerin geçit verir olması gerekir. Doğaya bir canlı gibi uyum gösterir.
Kağnı yapmak bir sanat işi. Yapan usta olmalı. Köylerde kağnı ustaları olurdu. Herkes kağnı yapamazdı. Kağnı için kullanılan ağaç türleri dayanıklı ama hafif olmalı. Her ağaç kağnıda kullanılmaz. Meşe, mazı, gürgen gibi sert ağaçlar seçilir.
Kağnının yapısını oluşturan her parçanın ayrı bir adı var. Teker, ok, boyunduruk, kayış, ön-arka dirsek, direk, dayanak gibi isimler. Kağnıda üzerindeki yüke göre üst teşkilatı değişir. Odun taşırken, çuval taşırken, sap taşırken, saman taşırken malzemeleri ayrıdır. Bunlar ayrı ayrı isimler alır.
Kağnıya koşulu öküz hayvanları sürerek yol almak marifet ister. Koşum hayvanları ile konuşur sürücü. Ağır yük taşıyan hayvanlarla empati kurulur. Onunla adeta konuşulur. Elde çubuk olmasına rağmen vurulmaz, eziyet edilmez. Üstelik yaydırılır, yemlenir. Koşum hayvanının güçlü olması istenir.
Kağnı kendine mahsus sesler çıkarır. Cızırtıyı andıran uzaktan duyulan sesler. Bazen sesin gür ve tiz çıkması için kağnı mazısı yağlanır. Bazen sesin çıkmaması için sabun sürülür. Öyle ki seslerden kimin kağnısı olduğu bilinir.
Kağnı, zamana karşı direnen kültürümüzün sembolüdür. Her şeyiyle yerli, bizden. Kültür değişimimiz kağnının yerine geçen motorlu araçlarla başlar. Halada devam eder.
Kağnı; sabırlı, doğayla uyumlu ama ona direnen, güç ve zeka isteyen insanlarımızın ulaşım aracı oldu. Kağnı kapalı ekonomiyi temsil eden ulaşım aracı oldu.
Anadoluda değişik şekilleri ola kağnı, artık etnoğrafya müzelerinde, kimi parklarda kalan ömürlerini tamamlıyor. Andırında müzemiz olmadığı için kağnımız da yok. Tarihin son tanıklarını yeni nesiller bilmiyor. Kırsal köylerde kıyıda köşede kalmış kağnı var mı? Varsa hemen alınmalı. Şehrin görünür parkına yerleştirilmeli. Geçmişimiz, kimliğimiz diye…