Kamber Rişvanoğlu ile Bir Akşam
Portre
Ahmet NARİNOĞLU
KAMBER RİŞVANOĞLU İLE BİR AKŞAM
İnsanın geçmesin dediği saatler olur ya! İşte onu 20 Mart akşamı Kamber Amcayla sohbet ederken yaşadım. Ama zamanın geçmek, sizin de yaşamak hakkınız var.
Kamber amcayı üç kere ziyaret etmeye niyetlenmiştim. Haberi de olmuştu. Kendisi de üç kere beklemiş.
İlerleyen yaşına rağmen dik, ayakta, canlı ve tavırlarıyla vakurluydu. O haliyle ayakta karşıladı. Nezaketini eksik etmedi. Hemen sohbete koyulduk.
Ziyarete Nesrin Hanım (eşim) ve Aykut (oğlum)’la beraber gittik. Günler öncesinden Özgür RİŞVANOĞLU (yeğeni) haber vermişti. Aileden kişilerle beraber salonda muhabbet sürdü gitti.
Kamber amca Andırın tarhiyle eş bir insan. Çocukluk ve gençlik yıllarının (1920’ler, 30’lar) sosyal ortamını çok iyi biliyor ve hatırlıyor. Bunun iki nedeni olmalı. Öncelikle, zeki ve etrafına duyarlı bir insan. O yıllarda kendine güveni olduğunu hatıralarını dinleyince anlıyoruz. İkincisi, yöneten (önder) bir aileden gelmesi. Andırın civarında bilinen ve tanınan bir ailenin insanı. Baba ve deden beri ticaret, eğitim hayatları iç içe geçmiş.
Yazın Aşağı Andırın bölgesinde oturanlar yaylalara çıkar. Andırında o dönemlerde herkes yaylaya çıkardı. Varlıklı olanların yurtları olurdu. Çukurova sıcağından kaçanlar Andırının kuzey bölgesindeki yaylalarda serinlerdi.
Kamber amcalarında yurtları Kaleboynu (Ahmet Öldüren) yaylasıymış. Hem ziraat, hem hayvancılık hem de yayla yaparlarmış.
Kamber Amca gençliğinde yayla kültürünü yaşamış biri, ne doyulmaz anılar… Dinlemeye doyum olmuyor.
Andırın, tokmaklı ve köyü olan Beylik’te Milli Mücadele yıllarını hayran bırakırcasına anlatıyor.
Nesrin Hanımın dedesi Köse Müftü’yü uzun uzun anlattı. Devrin din alimi olan Köse Müftü’nün öğrenci haliyle arkadaşı olmuş. Birbirlerini anlar ve sohbet ederlermiş. Köse Müftü o bölgede yetişen ilim adamlarından önde geleniymiş. Tam bir alim. Zeki, mücadeleci, korumacı, Andırın hakının sevdiği, saydığı bir öndermiş.
Nesrin hanım ve Aykut haz alarak Köse Müftü dedelerinden anılar dinlediler.
Doktor hanıma, iyi bir eş, iyi bir baba, iyi bir dede ve çevresinde sayılan iyi bir büyük.
Türkçesi İstanbul şivesi olan, tane tane konuşan, kelime, cümle kurgularında mükemmel Kamber ASmca, aynı disiplinle her konuda fikir ve düşüncelerini aktarıyor.
Neler yapmıyor ki,
Okuyor,
Kitap yazıyor,
Şiirler yazıyor,
Anılarını yazıyor,
Halen yayımlanmış iki kitabı var. Köyünü (Beylik) tasvir edişi, tam bir edebiyat klasiği. Kendisine anılarını yazması halinde Andırın tarihini yazmış olacağını aktardım.
Bizlere düşen Kamber amcaya ve onun gibi büyüklere sağlık, sıhhat dilemek, ayrıca birikimlerini olabildiği kadar yazıya dökebilmek. Kalıcı kılmak.
Dolu dolu geçen saatler sonunda tekrar görüşmek dileğiyle ayrıldık.