Oktay Çağatay
PORTRE
Ahmet NARİNOĞLU
OKTAY ÇAĞATAY
Andırın 1925 yılında Türkiye Cumhuriyetinin 3. yılında İlçe oldu. Önceleri de yönetim merkezi idi. Tarihten beri gelen yerleşim geleneği var. Bölgenin merkezi olmuş. Esnaf dediğimiz aileler burada yerleşmiş. Ticaretin merkezi olmuş. Bütün bunlar Andırına oturmuş toplum ve devlet yapısı olarak yansımıştır. Yani devlet adına varolan kurumlar yerleşmiş ve oturmuştur. Bugünün deyimi ile kurumsallaşmıştır. Geçmişten beri gelen bu birikimde Kaymakamların payı büyüktür.
Tarihsel özelliği nedeniyle Andırın devletle içiçe yaşamıştır. Hak ve adalet devlet kapılarında aranmıştır. Halkın devlete bağlılığı son derece güçlüdür. Böylesi özelliklerden olmalı ki, eskiler Andırına “KAZA”, “HÜKÜMET” derlerdi. Biri Andırına giderken “Kazaya gidiyorum” veya “Hükümete gidiyorum” derdi.
O dönemlerde Andırının güçlü birlikteliğini de görüyoruz. İlçede bulunan Kaymakam, Hakim - Savcılar, Jandarma, Devlet Daireleri, esnaf içiçe idi. İlçenin bir meselesi birlikte ele alınırdı. Güçlü bir iletişim kurulurdu. Buradan şu sonuca varıyoruz. İlçede bir problem karşısında yalnızca devlet tarafı değil toplum da görev yapardı. Toplum kendine düşeni yapınca ilçe sahiplik kendiliğinden doğardı. Gerçekten Andırın halkının ilçesine sahiplenme duygusu çok yüksekti. Göç nedeniyle, ülkedeki değişimlerinde etkisiyle çözülme Andırında da gözlenmektedir.
Güçlü devlet geleceği sebebiyle Andırınlılar Kaymakamlara çok saygı gösterirler. Kaymakamın Önder ve Lider rolünü hep benimserler. Halkın bu kültürü karşısında kaymakamda onların seviyesine iner, duygu görüş ve isteklerini paylaşınca konumu dahada yükselir. Halkın yanında ismi kalıcı olur. Andırında isimleri hala anılan, yaptıkları anlatılan Kaymakamlarımız vardır. Gelecekte de olacaktır.
İşte bunlardan biri, ilçemizin son Kaymakamı Oktay Çağatay. Oktay beyin Andırına, Andırın ona katkısı mahrumiyet ilçeden çıkıp normal hale gelmesi oldu. Yöneticilik mesleğinde mahrumiyet görevi askerlik yapmaya benzer. Asker dönüşünün olgunluğu gibi mahrumiyet dönüşü Andırına gelenler daha tecrübeli ve birikimli olarak ilçeye geliyorlar. Buradan Andırın yararlanıyor. Gerçektende Oktay beyin birikimlerinden Andırın hayli yararlanmıştır. Daha doğrusu verebileceği kadar faydalı olmuştur.
Bir yerde çalışıpta eleştirilmeyen yönetici olur mu? Elbette olmaz. Andırının da böyle tatlı bir yanı hep olmuştur. Yöneticilerde bundan hem ders, hemde hız almışlardır. Oktay bey bu açıdan bakıldığında toplumla uyumlu çalışmış, kaynaşmış bir yöneticidir.
Bir yönetici ilçeye geldiği zaman iki yıl avans verilir. Denilir ki, ilk yıl ilçeyi tanır, ikinci yıl proje ve yatırımları hazırlar üçüncü yıl faaliyet başlar, devam eden yıllar eserler ortaya çıkar. Bu klasik görüş bir bakıma doğrudur. Devrimizde bilgi ile yönetilmemiz, modern yönetim teknikleri kullanmamız nedeniyle yöneticiler ilçeyi daha kısa sürede tanıyorlar, hedeflerini erkenden belirliyorlar. Oktay Çağatay, Andırını çok kısa sürede tanıyan, hedef koyan yönetici oldu.
İlçede kalkınma planları olsa, yöneticiler plan çerçevesinde faaliyetlerini yaparlar. Ama öyle olmuyor. İlçede gelişme yöneticilerin inisiyatifine bırakıyorlar. Yöneticide ilçenin kaynak ve potansiyellerini, birikimlerini, toplumun isteklerini dikkatte alarak hedefler koyuyor. İşte Oktay beyin inisiyatif olarak Andırının geleceği ile ilgili hedefleri tespit etmesi ve uygulamaya başlaması takdir toplamıştır.
Size son üç yılda Oktay bey’e Andırında ortaya koyulan hedefleri sıralayalım.
- Andırının geleceği meyveciliktir. Meyvecilik tarımda öncü olmalıdır.
- Andırının geleceği Kadirli – Andırın – Göksun yoluna bağlıdır. Bu yol yapılmalıdır.
- Andırında yaylacılık, planlı yapılmadığı sürece Andırına zarar verir. Yayla yerleri için imar planı yapılmalıdır.
- Andırının en büyük gücü insan kaynağıdır. Andırın insanı geleceği için eğitim yolunu seçmiştir. Bizde Andırın eğitimini güçlendirmeliyiz. Eğitim sorunlarını çözmeliyiz.
- Andırının doğal kaynaklarının en başında su gelmektedir. Uygun yerlere küçük santraller kurularak enerji elde edilebilir. Halen üç santral çalışması devam ediyor. Gölet ve barajlar hemen yapılmalıdır.
- Andırın yerleşimi dağınıktır. Karadeniz’e benzer. Toplumlaştıramadığımıza göre, oralara alt yapı hizmetlerini götürerek göçü önlemeliyiz.
- Orman üretim açısından istihdam oluşturamıyor. Onun yerine tarıma dayalı küçük sanayi ve işletmeler kurulmalıdır. Srap projeleri buna en iyi örnektir.
- Andırının kendine yeniden sahip çıkması, göç eden insanların ilçeye eğilimiyle olur. Bunun anlamı sivil toplum örgütlerini güçlendirmektir. Andırın Gelişim Platformunun Andırına çok yararlı olacağını düşünüyorum ve destekliyorum.
Yukarıda sayılanlar, elbette Andırına bakan her sağ duyulu kişinin tespit edeceği hususlar. Ancak bunu plan dahilinde ortaya koymak, takip ederek uygulamak, yönetimin hedefi haline gelirse sonuç alınır.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Andırın Gelişim Platformunun geleceğe yönelik çalışmaları ile önümüz açılmıştır. Yani gelecekte ilçede neler olacağını şimdiden görebiliyoruz. Artık yöneticilerin toplumla uyumlu olması, kurumları koordine etmesi, planlamaya uyması yeterlidir. Bir bakıma Oktay Çağatay’dan sonra gelen yöneticilerin işi hem kolay, hem zordur.
Oktay Çağatay mütevazı, efendi, herkese eğilen, toplumla içiçe, akıllı, dirayetli bir insan tipi olarak hep anılacaktır. Büyüklüğü ne olursa olsun Andırının neresinde bir problem varsa ilgilenmiştir. Bu yönü onu Andırını tanımayı sağlamıştır. Mesela, soy isminden, tipinden nereli olduğunu bilecek kadar ilçeyi tanıyordu. İnsanların ona gelerek her sorununu anlatması, çözüm beklemesi önder olarak benimsendiğinin işaretidir.
Uyumlu bir aile reisi, müşfik baba olan Oktay Çağatay Andırında bu yönüylede beğenilmiştir. Dışarıdan gelen Andırınlılara eğilmesi, diyalog ve iletişimini devam ettirmesi onlarında takdirlerini toplamıştır.
Oktay Çağatay Andırın birikimi ile Kargı ilçesine gidiyor. Gittiği ilçeyi şimdiden şanslı ilan ediyor, kendisine sağlık, huzur ve başarılar diliyoruz.
Yolun açık olsun Oktay bey.