Ormancılığımız Ne Durumda ( Orman Zenginiyiz)

Makale

Ahmet NARİNOĞLU

ORMANCILIĞIMIZ NE DURUMDA

ORMAN ZENGİNİYİZ

Andırın ormanlarıyla ünlü bir ilçedir. Andırını ünlü kılan, orman varlığı yanında orman türlerinin çeşitli olmasıdır. Toroslarda aynı rakımlardaki bölgelerde birkaç tür bulunurken Andırında orman türleri çok fazladır.

Böylesi bir zenginliğin hem sebepleri hem de neticeleri bulunmaktadır.

Tabiatın engebeli ve kırık olması, toprağın örtülü olması, dere ve kanyonların fazlalılığı, cep ovaların bitki örtüsüne zemin oluşturur olması.

Zengin ve çeşitli bitkilerin türlerinin bir arada bulunması da toprak oluşumunu hızlandırır. Yağış ve nemi tutar. Her canlının yaşayacağı ortamı oluşturur.

Andırında tabiatın kendi içinde dengesini, ahengini hemen görürsünüz. Tabiat bitkileri, bitkiler tabiatı destekleyerek denge kurulmuştur. Kestirmeden söyleyebiliriz ki, Andırın tabiatı ve onun bitki örtüsü olan orman bir denge düzenindedir.. Tabiatın kurduğu bu kendi dengesine dışardan yapılan müdahale bu hassas dengeyi çok kolay bozabilir. Nitekim de öyle olmaktadır.

Andırın bitki örtüsü, bu hassas dengenin sonucu birbirine muhtaçtır. İnsanoğlu, bazı türleri azaltmaya veya yok etmeye kalktığında vahim neticeler hemen ortaya çıkıyor. Maalesef çıkmakta da.

  • Orman yangınları
  • Erozyon
  • Ağaç ve bitkilerde kurumlar
  • Çoraklaşma
  • Türlerin kayboluşu

geldiğimiz noktalardır.

 

HASSAS DENGE

Andırın’ın coğrafyası, zengin bitki örtüsü ve ormanları üzerinde barınan insanları da etkileyerek onları cömert ve hassas kılmıştır. Toplumda bu özellikler değişirde yerine:

  • Tabiata müdahale,
  • Ormanları yok etme,
  • Tarla açmalar,
  • Eğilimli araziler kullanma,
  • Bitki türlerini kökünden kazıma,
  • Su yataklarına müdahale,
  • Su kaynaklarıyla oynama,
  • Yapılaşma,

gibi sayabileceğimiz, acımasız, fırsatçı, bencil yaşama anlayışı gelirse orman ve bitki örtüsü önce zarar görür, sonrada bozulan dengeyle kaybolur.

Anlıyoruz ki, Andırın ve çevresi Toros kuşağında insanoğlu ve tabiat birbirine müdahale etmeden yaşamalıdır. Aksi halde önce tabiat zarar görüyor. Sonra bozulan tabiattan etkilenen insan zarar görüyor. Peki neler oluyor?

  • Kese kese orman kalmıyor.
  • Kaza kaza bitki azalıyor.
  • Erozyonla  ekili – dikili alanlar azalıyor.
  • Tarlalar çoraklaşıyor, verim vermiyor.
  • Yer altı suları azalıyor.
  • Çeşmeler kuruyor.
  • Dereler akmaz oluyor.
  • Suya bağlı ağaç ve bitkiler kuruyor.

Bu olanlardan sonra,

  • Toprak doyurmuyor.
  • Orman kazanç vermiyor.
  • Hayvancılık azalıyor.
  • Göç başlıyor.

Tabloya bakarak karamsar olmamalıyız. Dünyanın genel dengesi içinde Andırın yine de en az etkilenen bölge sayılır. İlerde küresel ısınma çizgisinde Çukurova insanının daha fazla buralara geleceği, yaz mevsimi yerine tüm yıl kalacağı düşünülürse ormanlarımız altın yumurta değil de nedir? Ama aç gözlülük yapıp altınları birden alayım diye tavuğu keserek (yani orman ve bitki örtümüzü bilinçsiz kullanırsak) neler olacağı bilinmez değil.

 

 

 

ORMANA YÜKLENDİK

Yıllardır Andırınlılar orman ürünlerine dayalı sanayi kurulsun, binlerce insan çalışsın, ilçe kalkınsın beklentisi ile yaşadılar. Kesilen odunlar çevre il ve ilçelerde yakacak, tomruklar SEKA’ya keresteliğe işlenmemiş olarak taşındı. Nakliyatçılık ve birkaç marangoz atölyesi dışında getirisi olmadı.

Son zamanlarda bitki örtüsü keşfedildi. Buda fırsatçıların, köylülere az para vererek “ormanda doğal olan ne varsa sökün getirin”e dönüştü. Hala da kontrollü planlı yapılmıyor. Şimdilerde doğal ürün işleyen işletmeler Andırına yöneliyor. Planlı ve kontrollü olmazsa bunlarında daha fazla zarar vereceğini tahmin edebiliriz.

Ormanlarımız tıraşlama denen yöntemlerle yok edilirken, bereket versin bundan vazgeçildi. Kesecek ormanda kalmadı denebilir. Şimdi elimizde doğal bitkiler kaldı. Onlar da bilinçsiz söküm tehdidi altında.

NE YAPILMALI?

  • Orman amenajman planları gibi acilen doğal bitkiler amenajman planı yapılmalı
  • Ağaç kesme gibi, bitki toplama izne bağlanmalı
  • Üniversiteler ve orman bakanlığı tarafından doğal bitki envanteri çıkarılmalı
  • Bitkiler koruma altına alınmalı, yasak bölgeler oluşmalı
  • Keçi ırkına sınırlı ve zararsız rakımlarda (300-900) izin verilmeli
  • Ormanlar ve bitkiler tümden koruma bölgesi ilan edilmeli
  • Ormana dayalı sanayi anlayışından vazgeçilmemeli
  • Yaylacılık planlı ve kontrollü yapılmalı
  • Su kaynakları envanterleri çıkarılmalı, koruma altına alınmalı
  • Arberatorum (doğal bitki müzesi) yapılmalı
  • Doğal hayat ve ormana dayalı turizm geliştirilmeli
  • Turizm ve hizmet sektörü teşvik edilmeli
  • Orman baskısını azaltmak için orman köylülerine çok yönlü destek verilmeli
  • Orman dışı projeler  teşvik edilmeli
  • Orman, içinde yaşayanlara teslim edilmeli
  • Orman, tarım kadastroları tam sınırları yeniden çizilmeli.
  • Ağaçlandırma yapılmalı
  • Orman kesimleri,yani üretimi tamamen durdurulmalı
  • Vahşi, el değmemiş, insansız orman alanları oluşturulmalı ve buralarda yaban hayvanı avları (Özel Avlanma Alanları) yaptırılmalıdır.
  • Andırının bütün bitki örtüsü koruma altına alınmalı
  • Keçi, 300 – 900 rakımları arasında projeli, kontrollü yapılmalı, diğer kısımlarda tamamen kaldırılmalı.
  • Tarla açmalar önlenmeli
  • Orman koruma köylüye verilmeli
  • Yakacak için odun dışında kömür kullanılmalı
  • Bitkisel orman ürünleri planlı ve izinli toplanmalı
  • Özel avlanma alanları dışında avcılık tamamen yasaklanmalı
  • Özel ormancılık teşvik edilmeli