Türkülerimiz

Deneme

Ali GÖKÇELİ

TÜRKÜLERİMİZ

 

Eskiden aşıklar türkü söylerlerdi, etrafına toplanır dinlenilirdi.

 

Biz kahveleri Kerem ile Aslı, Aşık Garip hikayesinde duyardık. Kerem Aslısını ararken kahvelere uğrar. Alır sazı ele gelir dile. Aslısını sorar. Kahve halkı açınır, başlarını sallar. Aşık Garip öyle…

 

Aşıkların kahvelerde söylemesi biraz Acem biraz doğu geleneğine ait.

 

Anadolu’da da önce doğu bölgesinde Aşık kahveleri görülür. Ben Kars’ta görmüştüm. Aşık Murat Çobanoğluna aitti. Çobanoğlunun ünü köyünden çevresinden Kars’taki kahveyle, oradan yurda, dünyaya yayılıyordu.

 

Çukurova yöresinde de Aşıklar durmadan dert yanarlardı.

 

Elimizden tutan yok

Güvencemiz yok

Toplanamıyoruz

Mekanımız yok

Bir kahvemiz bile yok

Şimdi Türkünün revaç olduğu bu dönemde aşık kahvelerini andıran yerler var. Benzerliği sadece türkü söylenmesi.

 

Söyleyenler farklı

Çalgılar farklı

Dinleyenler farklı

Ortam farklı

Duygular farklı

 

Basbayağı eğlence. Basitinden. Sokak buralardan daha nezih, daha temsilci.

 

Türkü bar deniyor isimlerine. Türkünün tutulup, yolunup, eğrilip büğrülüp, içi boşaltılıp sunulduğu sıradan, ürkütücü, düşündürücü yerler.

 

Bize uzak

Ruhumuza uzak

Türküler isyanda beni kurtarın der gibi eğiliyorlar bükülüyorlar.

Önce İstanbul’da sonra Anadolu’ya yayılıyor. Türkiye değil aleme gelinen yerler.

 

Akşamdan sonra geç olan saatlerde en nezih (!) Türkü barda konuklarını ağırlıyor. Âşıklardan çok batı tiplemelerine uygun gençleri dinlerken, vaziyet sentezi değil sırıtışı yansıyordu.

 

XXX

 

İyiki türküler var. İyi ki türküler radyolarda söyleniyor.

Radyoda bir türkü. Gurbet üzerine.

Ben uzanmış pencereden ufka bakıyorum.

 

Gözüm ufuklarda

Gönlüm sırada

Arada sıra dağlar

Gurbeti sılaya bağlayan yolda hep engeldir sıra dağlar

Türkü dokunuyor. Ayrılık dokunuyor.

 

Gurbet dokunuyor.

Memleket tütüyor. Buram buram

Ve dağlar hala engel.

Yarim orada ben burada. Arada sıra dağlar.

Sonra gurbet eller. Yanıyor. Yakıyor.

Gurbet bağımda saplanan bir hançer sızısı.

Anadolu da kaderimiz sıla ve gurbet’ e bağlı.

 

Selam göndersin geliyor buradan. Sevdiklerime kurda kuşa taşa toprağa alırlar mı almazlar mı bilemem.

Neyse.

 

Onlar söylüyor, ben dinliyorum.

İyi ki türküler var.

Türküler söyler

Ben duyarım.

Benliğimi

Yurdumu

Var olduğumu.

 

XXX

 

Sevda türkülerini Severim. Hasret Kokar, Hasret Tüter.

“Hasret çeken gönül derde dayanmaz” der türkü.

Gönül

Hasret

Ayrılık

Diyar

Uzaklar

Sevgi

Dokunuş

Söz

Umut

Duygular

Hepsi, hepsi var türkülerde

XXX

 

Kıvrak türküleri severim.

İç titrek kelimeler, sesler, dalgalı. İnsan kıpır kıpır.   zihin oynak . eller şıkıdım.

Kıvrak türküler bozkırların tezenesi. Dere, tepe, vadi, yamaç, ova, inişli, yokuşlu coğrafya. Ufuk kıvrım kıvrım. Hayat bu engebelerin çocuğu.

Kıvrak türküler bozkırlardan boşa çıkmamış.

 

XXX

 

Türküler çeşit çeşit. Bölge bölge. Memleket memleket.

Yakanı bellisiz. Dinleyeni belli. Söyleyeni belli.

Türkü bizi millet yapar. Bizi millet yapan değerimiz. Hamurumuz. Gıdamız.

O yoksa bizde yokuz.