Izgınnıoğlu Hikayesi

Deneme

Barış KABALCI

 

 

GÖÇ YOLUNDA KÜLTÜR 2

IZGINNIOĞLU HİKAYESİ

Göksun’un Tanır diye bir yeri var. Orada da ızgınnıoğlu diye bir adam , buriye çekmiş , çevirmiş ; bir yerlerini , o yayla gendine aid olmuş. Yani dağ taşı çiftlik haline getirmiş tapılamış.

Yörüklerde esgiden bu gonar göçerdi. Şindi gonup göçmüye Yörük de kalmadı. Esasında develeri de göresimiz geldi.yörükler göçeller , Göksün’ün ızgıyaylasına gonallar. Izgınnıoğlu’nun deli’anlı bir çobanı varımış , bu olan demiş ki Yörükler tam otlu gonmuşlar , cabutların arasına.

Izgınnıoğlu :

‘’ varim de bunları göçirim.buda nedir? ‘’

Atına binmiş varmış ki ; neler görüyor , Yörük be’nin çalışına isabet etmiş, varmış Yörük be’ diyeşin ; yani onların da ağası.

‘’nedir , buriye kimden musaade adlınızda gondunuz.? Kim musaade etti? Deyinci içerden bir gız çıkıyir ki guşagandan yokarı her yeri altın. Allah Allah! Görmediği bir şekilde gızı görür görmez aklının tokası boşanmış. Gız :

‘’buyrun bi gavemizi için , ‘’ demiş gız.

‘’ peki ‘’ der çadıra iner. Hemen gız acele bir gave bişirir , içer amma gıza der ki

‘’ isminiz neci’’

‘’senem’’

‘’ senem hanım vergili felanmısınız , bekarmısınız?’’

‘’bekarım’’

‘’ işte bu gördünüz yayla da benim.ızgınnıoğluyum ben. Acaba senennen evlenmekde mümkünmü?’’ benimde gözüm seni dudu amma benim babam bu aşiretin be’e babamdan isteyin falan , böyle bir gavil etmişler.

Varık , babasına düürcü gönderdik babası gelişin aşiret ağası ; ‘’veremem’’ der daha da yokarısına çeker , geder. Elbistan Avşin daha yaylalara gedeller. Ulan ızgınnıoğlu bunların geri dönmesini diner. Izgınnıoğlu bir diner iki diner göçüm zamanı gelir. Gene aynı yurda gelmiş gonmuşlar. Hemen varmış , buluşmuş.

‘’ senem hanım bunun mümkünü yokmu?’’

‘’ valla babam vermedi , mümkünü de var. Ben de seni gözüm duddu gaçarım ,’’ der.

‘’peki nasıl gaçıp nedecek’’deyişin : ‘’ garşıdaki eri çamı görüyonmu? Daha şo çamı.

‘’he’’

‘’onun dibinde bekle. Elalemi uyuduktan sonra , boçamı alır gelirim.’’ Der.

Izgınnıolu aşamdan gelmiş beklerimiş oriye. Bekleyip meklerken gız bunları yatirim de gedim deyikennek ; Yörük be demişki ; ‘’ yav yarın Maraşaltı’ndan gedecek zaman ısıcağa galırık develeri sinel gapışır. Gızım develeri çek de yükle’’ demiş.

Aniden bir emir verıyır. Gimi bişey olmuş gız develeri çekdim, çekecem derken ; hemen bir mektup yazabilir. Zoru zoruna ocak daşının altına guyar. Çeker gedeller.

Izgınnıoğlu sabanan ışıdıktan sonra ir diner ki ; gargalar orda darcık maarcık esgisi arıyır. İpsiz olmuş

‘’ ayvah! Genemi geddi’’ der

Gelir o yanına , bu yanına alayıp sızlanırkennek  ; vay ocak daşını alıb alıb bağrına vurarken ; ocak daşının altına bakar  ki bir mektup var , okur ki gız yazmış :

‘’ ulan Izgınnıoğlu , senden başka erkek goyun eti nefsime haram olsun , gelecek sene buluşursak inşallah.’’ Der. Izgınnıoğlu da :

‘’ dişigoyun eti de bana haram olsun. Senden başka .’’ der bekler yılları.

Yıllar geçmede olsun , seneye bir emir verir ki ; ‘’ Yörüklere göçme yasak.’’ Der. Izgınnıoğlu’da bunların nere Yörük olduunu , nerenin yörüü olduunu bilmez. Esgiden de gözü kümpelilik var ya. Sazı çekib de arıyecek beşiriği , gayreti yok.

Izgınnıoğlunun nagadar gız verek dedilerse , ‘’ everek dedilerse ; mahrum olur ‘’ evlenemem.’’ Der.

Gelelim gızın nerde olduğunu bildiği yok. Eskiden şu erlik gavırları sacayı yükledim di çok uzak gedelerimiş. Gavırın birisi gır gatıra birez demir parçası saca maca yükletmiş ; şura senin bura benim derkennek ; gonyi’ye geçmiş gonye’de misafir olacak bir yer aramış kimse misafir etmıyır. Bir ihtiyar garı demiş ki dostum gele gel. Ben misavır edim demiş. Ve garının misafiri olmuş.

Yiyeb içdikden sora bakar ki garıdan başga kimse yok. Allah kulu yok evde. Gariye derki ‘’hatın ana ‘’, ‘’ senin çorun çocun yok mu idi. , hiç kimsen yoğdu.?’’

‘’Aman dostum’’ der. ‘’ ne sorarsın ki ‘’ ‘’ben gociye getmedim ki çorum çocum olsun.

‘’niye de gitmedin’’

‘’ sorma ‘’ der ‘’ nerelisen sen’’ der

‘’ben işde Göksün ızgın yaylasındanım.’’ Der.

‘’aman’’der. ‘’işte’’

‘’ızgın yaylasında ızgınnıoğlu durum mu bre?’’

‘’durur , durur’’ der. ‘’gözünün ikiside kör oldu. O da evelenmedi.’’

‘’ işde O’nun dostu benidim.  Oninen şöle gavrim varıdı.’’

‘’ gavırı misavır eder. Sabanan giderken ; ‘’ benim selamımı söle ‘’ der

Uzun uzun da belikleri varımış. Duşu örmesi gimi. Gına da vururumuş.gınalı belik. Izgınnıoluna belin birinikeser gönderir: ‘’ biz bu dünada gavışdirmiyen Allah öbür dünyada kavıştırsın.’’ Der.

Gavur şurda burada , tabi günlerin birinde gelmiş köye.çağırmış mamıye(avradı) :

‘’gatır varıyır gatır. Gatırı çöz yorgun ‘’

‘’ yav sen nereye gediyon , gatırın arkasına gelmeyon mu?’’

‘’yav bende tanrı amanatı var. Tanrı amanatını teslim etmiye gediyom avvala.’’ Der

Izgınnıoğlunun evine varır :

‘’ ızgınnıoğlu brov .’’

‘’ ne diyon dostum , ne diyon ?’’

‘’ulan ! Senem ‘in isminde bir dosdum mu vardı? Yörük be’en gızı bre ‘’ der.

‘’ he vardı bre!’’ der

‘’ulan senemin selamı var. Ahancık da belini gönderdi sana ızgınnıoğlu beli getirir . ızgınıoğlu barına basar. Yüzlerine sürer. Ozaman birez türkü söler amma hatırımda da galmamış.

 

Gurban olam beline

Giriyodun hayalime düşüme

Yaşım vardı yetmiş seksen yaşına

Doksan oldu oldu yüz olmaya başladı, der

 

Aşgın tavasıda ocakda kaynar.

Durmaz deli gönül de meydan da söyler

Ermeni dillerin şekerler çiğner

Daldı daldı da söz vermeye başladı der.

 

Evindim işde hatırımda galmamış

Akmaziken kör pınarın suları

Akıp suyu çalamıya başladı der

Efendim işde düşünücek olursan ; gavır dedimiz bir , gatır çözmeden tanrı amanatı vermeye gediyir. Şimdiki zamanenin adamının eline geçsin, tilyarlarda geçsin , verir mi amanatı.