Göç Yolcuğulu
Şiir
Celal KOLUÇOLAK
GÖÇ YOLCUĞULU
Sığırlar meleşirdi yayla zamanı
Savunurduk ayırırdık samanı
Garücenin dalga dalga dumanı
Yavaş yavaş yayla göçü başlardı
Sineklerden kendimizi korurduk
Hor boğazında birde yornuk verirdik
Gastala çıkınca orda dururduk
Ordan öte yol alırdı göçümüz
Çotağın gıyında biraz galırdık
Yitirirdik emlikleri geri bulurduk
Göç göçe garışır hep bir olurduk
Gona gona yol alırdı göçümüz
Haştırından öte ekiz çınara
Gonar idik şöyle hep bir kenara
Su almaya iner idik pınara
At oluğunda döner idi göçümüz
Boz’an de guruca ovaya konardı
Tavukları haymanlara dönerdi
Fiske derler çadırlarda yanardı
Çam gısığında düzelirdi göçümüz
Kimler derdikine asvalt yapıla
İcat edenlerin eli öpüle
Beğlikliler gonardı capıla
Gerideğini bekler idi göçümüz
Gazanpınar Hilal birde Adere
Uğrardık buraya hep sıra sıra
Düzülmüş göçün ucu nereden nere
Yornuk alır devam eder göçümüz
İkinci günde aykırı oluktan aşardık
Yaylacıyık derde birde şişerdik
Atlar tekerlenir bider düşerdik
Çonlar öte langırdardı göçümüz
Bazen üstümüzden keklik uçardı
O göç yola deve uçandan geçerdi
Urfa tayı olan yavuz gaçardı
Sağar gayada incelirdi göçümüz
Övmeden geçemem Halburun düzü
Buram buram kokar baharı yazı
Süslü deve çeker Yörükler gızı
Sığınakdan aşağı iner göçümüz
Bu yolculuk yavaş yavaş biterdi
Kimi bozuk düzen kimi gatardı
Geben’in gağnısı maşur öterdi
O düzlüğe dağılırdı göçümüz
Tahta köprüden sola dönerdik
Atımızdan yavaş yavaş inerdik
Borka böğüğe varıp artık gonardık
Bölük bölük olur orda göçümüz
Derki Celal çadırları düzerdşk
Toprağını döleklerdik gazardık
Ara sıra meyrem çili gezerdik
Eylül ayında geri döner göçümüz