Kozanlı Ali Kemal Yiğit

Deneme

Celil ÇINKIR

 

KOZANLI ALİ KEMAL YİĞİT, KADİRLİLİ ÂŞIK FEYMANİ VE ANDIRINLI ÂŞIK VEBALİ’NİN ATIŞMALARI

Ben Celil ÇINKIR. Bugün 13 Ağustos 2013. Kahramanmaraş İlinin, Andırın İlçesi’nin, Başdoğan Mahallesi’ne bağlı Haçağaç Obası’ndayız. Âşık Feymani mahlaslı Osman TAŞKAYA, Ali SEDEFOĞLU, Kazım SEDEFOĞLU ve oğlu Âşık Vebali mahlaslı Tahsin SEDEFOĞLU’un katılımlarıyla 12 Ağustos 2013 günü iftar sonrasında Karacaoğlan ve Andırın konulu bir mini sempozyuma imza attık. Sempozyumumuz gecenin 01.30’unda bitti ve sıcak yaz gecesinde özellikle akrep ve yılan korkusundan uyku tutmadığı için sohbetimize Âşık Vebali ile devam ediyoruz. Bir çok atışmaya imza attığını bildiğim Aşık Vebali’ye hayatında iz bırakan en önemli atışma nedir diye sorduğumuz da alacağımız cevabı merak ediyoruz ve sözü Âşık Vebali’ye bırakıyoruz.

Âşık Vebali: Celil Bey, 17 Temmuz 2004 tarihinde yaptığımız atışmayı hiç unutamam.  Atışma yeri Kozan ilçesinin Bucak Köyü. 2009 yılında vefat eden Ali Kemal YİĞİT’in evindeyiz. Atışmacılar; Kozanlı Âşık Mübahi (1937 doğumlu Ali Kemal YİĞİT), Kadirlili Âşık Feymani (1942 doğumlu Osman TAŞKAYA) ve bendeniz Âşık Vebali (1965 doğumlu Tahsin SEDEFOĞLU). Beni en çok etkileyen yarışma budur. Bu atışmanın sözlerinin tamamı ezberimdedir.

 

Âşık Feymani ayak açarak başladı söylemeye:

Ali Kemal ile Âşık Vebali

Faydasız bir işe başlamayalım

Eloğlu sarraftır, seçer ayırır

Suç olan şeyleri işlemeyelim

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor sözü:

Ola kine kusur ola kulunda

Onu hakir görüp dışlamayalım

Her ağacın yemiş olur dalında

Meyve zedelenir taşlamayalım

Âşık Vebali söylüyor:

Feymani üstadım ben toy aşığım

Vurup bir celsede haşlamayalım

Ali Kemal Abi, say bir âşığım

Yer ver bu meclisi boşlamayalım

 

Tekrar Âşık Feymani alıyor:

Bal diyerek yuttunuzsa zehiri

Dönüp de kimseye etmen kahırı

Kulun olur amelince ahiri

Kötüyü iyiye düşlemeyelim

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor sözü:

Olgunlar ceminden cemal seçmeli

Dertten anlayana derdin açmalı

Bulamazsan o vatandan göçmeli

Artık o diyarda kışlamayalım

 

Âşık Vebali söylüyor:

Koca ustalara aklım ulaşmaz

Benim kanım kötülere bulaşmaz

Arif olan birbiriyle dalaşmaz

Komşu tavuğunu kişlemeyelim

 

Âşık Feymani başladı söylemeye:

Feymani cahilin bildiği yoktur

Delik testi gibi, dolduğu yoktur

Gelen gidecektir, kaldığı yoktur

Ömür hanesini hoşlamayalım

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor sözü:

Ali Kemal, bahar sonu yaz gelir

Ola kine karşı yönden söz gelir

Münafığı öldürsen de vız gelir

Seven gönülleri şişlemeyelim

 

Âşık Vebali söylüyor:

Âşık Vebali’yim kul incitmedim

Ali Kemal Amca, bil incitmedim

Girdiğim bahçede gül incitmedim

Meyveyi göğ iken dişlemeyelim

 

Atışmaya ara vermeden ikinci atışmaya geçiyoruz. Bu sefer ayağı Ali Kemal YİĞİT açıyor. Celil ÇINKIR: Bir şey soracağım. Bu atışmalar irticalen mi yapılıyor?

Tahsin DEDEFOĞLU: Evet irticalen yapılıyor. Bir arkadaşımız daha var o da atışma sözlerini kayda geçiriyor. Onun adı, Zübeyir ULUSOY’dur. Ali Kemal YİĞİT, Zübeyir ULUSOY’ hitaben başlıyor.

 

 

Ali Kemal YİĞİT diyor ki:

Dinle sözlerimi Zübeyir Hoca

Bu geliş Allah’ın işine benzer

İki misafirim vardır bu gece

Huriler, melekler eşine benzer

 

Âşık Vebali söylüyor:

Üçümüzün bu mecliste sohbeti

Ermişler ceminin hoşuna benzer

Dilim varsa cahilleri şor etsem

Şekilleri sarhoş keşine benzer

 

Âşık Feymani başladı söylemeye:

Riyasız yapılan sevgi, muhabbet

Gönül sofrasının aşına benzer

Arifler, kâmiller hayal eylese

Hazreti Yusuf’un düşüne benzer

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor sözü:

Birisi saz almış havadan uçar

Birisi utangaç, kalemden kaçar

Yüzlerinde nur var, tebessüm saçar

Umarım içleri, dışına benzer

 

Âşık Vebali söylüyor:

Ali Kemal Üstat kabarır taşar

Hayal yollarında pek hızlı koşar

Kozan Dağları’nda, Bucak’ta yaşar

Yükseklerde şahin kuşuna benzer

 

Âşık Feymani diyor ki:

Biri sohbet pınarının durusu

Biri sevgi kazanının arısı

Biri muallakta durur birisi

Hacerül esvedin taşına benzer

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor:

Kemal’ım çalışmak ilahi yasa

Örneği Firavun, Hazreti Musa

Kimisi uzundur, kimisi kısa

Kim der ki beş parmak beşine benzer

 

Âşık Vebali söylüyor:

Haktan gelen hayır mıdır bela mı?

Hediyedir dostun dosta selamı

Âşık Vebali’nin ince kelamı

Aslan’ın ağzında dişine benzer

 

Âşık Feymani söylüyor:

Feymani’yim hile yoksa amelde

Hakkın nuru ziya verir cemalde

Aşık Tahsin baldır, Ali Kemal de

Garibin gözünün yaşına benzer

 

Üçüncü atışmanın ayağını ben (Âşık Vebali) açıyorum. Her atışmacı bir ayak açıyor. Başlangıçta anlaşmamız böyle. Kapanış ayağını da Aşık Feymani yapacak. Üçüncü atışmamızın ayağını açarak başlıyorum. Bakalım ne demişim?

 

Âşık Vebali söylüyor:

Kızmayın üstatlar ben sizin gibi

Nice âşıkları dize getirdim

Zemini gevşektir, balçığın dibi

Batmasınlar diye yüze getirdim

 

Âşık Feymani söylüyor:

Vebali diyorlar şu toy âşığı

Ali Kemal alıp size getirdim

Yol yolak bilmiyor daha acemi

Olgunlaşsın diye söze getirdim

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor:

Bir sevgi okunu attım yayınan

Seven gönüllerde öze getirdim

Bir kahvede sohbet ettim çayınan

Aldım misafiri bize getirdim.

 

Önce köy kahvesinde bir çay içtikten sonra eve gelmiştik.

 

Âşık Vebali söylüyor:

İlim köprüsünden geçsinler diye

Duru pınarlardan içsinler diye

Sarrafsınız cevher seçsinler diye

Önünüze koca müze getirdim

 

Âşık Feymani söylüyor:

Bu iki aşığı sezdim bağlarda

Misalleri az bulunur çağlarda

Dedim Mecnun ne geziyor dağlarda?

Tuttum yakasından düze getirdim

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor:

Doğuşumdan haz duyarım bu sesten

Yıllar geçse fire vermez nefesten

İki keklik çıkarmışım kafesten

Kürnesinler diye toza getirdim

 

Âşık Vebali söylüyor:

Yaptığınız etti cana tak sizin

Başınızda saçlarınız ak sizin

Yolunuzu bekler durur Hak sizin

Birer tene çukur kaza getirdim

 

Âşık Feymani söylüyor:

Ömrüm geçti siteminen, nazınan

Gölüm küskün ördeğinen, kazınan

Ninni çaldım elimdeki sazınan

Sardım sarmaladım beze getirdim

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor:

Besi yapmış, satın aldım birinden

Tiksindirdi oğlak çıktı karından

Kuşbaşı doğrattım kaba yerinden

Pişireyim diye köze getirdim

 

Âşık Vebali söylüyor:

Vebali’yim benim iki gözlerim

Bu sohbeti ömür boyu özlerim

İnce manalıdır kaba sözlerim

Eleklerden süze süze getirdim

 

Âşık Feymani söylüyor:

Feymani’yim atım örklü çayırda

Birisinin gözü yoktur hayırda

Birisi dolanır durur bayırda

Kaval çala çala tuza getirdim

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor:

Ali Kemal şık giyinir libastan

Amma seçemedim dostumu dosttan

Altı aylık, satın aldım Sivas’tan

Kurtlardan korkumdan yoza getirdim

Kangal köpeği getirmiş rahmetli.

 

Şiir öyle devam etti. Son bir atışmayı Âşık Feymani ayak açarak başlattı.

 

Âşık Feymani söylüyor:

Muhabbet çok türlü oldu

Sözlerimiz dile uydu

Sohbetin zamanı doldu

Özlerimiz hâle uydu

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor:

Maksadımız değil örtük

Yüzlerimiz şala uydu

Sizi revan edek artık

İzlerimiz yola uydu

 

Âşık Vebali söylüyor:

Kendimiz âşık sandık

Sazlarımız tele uydu

Aslı, Kerem gibi yandık

Közlerimiz küle uydu

 

Âşık Feymani söylüyor:

Bu muhabbet gitti hoşa

Söz söyledik coşa coşa

İşi sürmedik yokuşa

Düzlerimiz çöle uydu

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor:

Aşktı âşığın dergisi

İlham Allah’ın vergisi

Gönüldür gönül sergisi

Bezlerimiz çula uydu

 

Âşık Vebali söylüyor:

Esmeri sevmez sarılar

Kovana işler arılar

Gelinlik giydi karılar

Kızlarımız dula uydu

 

Âşık Feymani söylüyor:

Feymani’yim katlandırdık

Aşk yolunu adlandırdık

Muhabbeti tatlandırdık

Tuzlarımız bala uydu

 

Ali Kemal YİĞİT alıyor:

Kemal, hayat bir yarıştı

Aynam küstü de barıştı

Artık çehrem de kırıştı

Yüzlerimiz kıla uydu

 

Âşık Vebali söylüyor:

Vebali’m dünyaya baktı

Boş yerlere kafa taktı

Kalıptaydı o da çıktı

Buzlarımız sele uydu

 

Celil ÇINKIR: Ben bu güzel sohbet için ve özellikle misafirperverliğiniz için çok teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Şiir tadında bir ömür diliyorum.

Tahsin SEDEFOĞLU: Rica ederim üstadım. Sizleri fakirhanemizde ağırlamak bizler için bir onurdur. Tekrar görüşmek dileğiyle sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir ömür diliyorum.