Sevgili Dostum

Mektup

MEHMET KELEŞ

SEVGİLİ DOSTUM

Yine yazıyorum. Yazmıyorum, deki konuşuyorum. Dizin dizime değiyor gibi, muhabbetin sıcaklığını alıyorum ve yazmak ısıtıyor ellerimi.

 

Herkes senin gibi değil diyorsun mektubunda. Dost olmak istiyorum ama hemencecik alışamıyorum diyorsun. Üstüne de sebebini soruyorsun.

 

Haklısın insanın insana alışması zamanla oluyor. Elimizde bir sihirli değnek yok ki kalpleri gönülleri çelelim. Kendinizi vererek, dünyasına girerek alışıyorsunuz. Atalarımız ne güzel demiş. “İnsan kavun değil ki koklayasın, anlayasın”. Yani yaşamadan insan anlaşılmıyor. Yine atalar derki birini tanıyacaksan ya yol arkadaşı, ya ticaret yapmalısın. Eskiden kolaydı ama bu devirde zor. Pe ki nasıl dost olacağız. Benliğimizi yok ederek. Dosta gönül kapılarımızı açarak.

 

İnsanın at başı yarıştığı cemiyetlerde, sen seni unutur da kendini dostuna adarsın. Karşılık bulamayınca da yıkılırsın. Hemencecik yalnızlaşırsın. Dostlukları fertler kurar, düzenler pekiştirir. Zaten fertler düzenlere yenile gelmiştir. Boşver düzen ne kadar bozuk olursa olsun dostluk onarır insanı.

 

Bu yüzden dost kazanmaya çalışmalı derler

Dostun çok düşmanın az olsun derler

Dostunu çoğaltmalı derler

Düşmanını azaltmalı derler

 

Çok derinlere dalmayalım. Geçenlerde biri geldi. Tanıştık. Konu dostluğa geldi dayandı.

Dost üzerine konuştuk uzun uzun.

Dost bir güçtür dedim.

Dost bir hazinedir dedi.

Dost yitiktir dedim.

Dost varlıktır dedi.

Ben dedim, o dedi.

Dostluğumuzu pekiştirdik… İşte dostluk böyle başlar.

 

Dostluk bir hazine. İnsan nasıl dost olur? Yani dostluk hazinesine nasıl sahip olunur? İşte birkaç anahtar.

  • Dürüst kalarak
  • Çalışkan olarak
  • Halden anlayarak
  • Düşüncelere saygı duyarak
  • Halkın seviyesine inerek
  • Saygı sevgi göstererek
  • Tebessüm ederek
  • Fedakârlık yaparak

 

Bir misal daha getireyim. Halk ozanı bendenizle tanışmaya gelmiş. Tanışmaya geldiğinde “Biz zaten sizinle tanışıyoruz görmeden dost olduk” demesin mi? Nasıl olur dedirtmeden dinle dedi. Âşıkların dili mısralardır bilirsin.

 

Sevgi hoş görü oldu yolumuz

Dilerim mutluluk olsun sonumuz

Tanışmak oldu bu gün konumuz

Dostlarla tanışıp gülmek ne güzel

 

Bu ülkenin sefasını sürelim

Bazen ağlayalım bazen gülelim

Dostumuzun kıymetini bilelim

Dostlarla tanışıp gülmek ne güzel

 

Andırın kelimesi ana dilimiz

İnsanlara hizmet etmek emreder dinimiz

Her an mutluluk olsun geçen günümüz

Dostlarla tanışıp gülmek ne güzel

 

Azmi yine eline aldı kalemi

Tanrım korusun cümle alemi

Vurdum kapıya verdim selamı

Dostlarla tanışıp gülmek ne güzel

 

Dost dostu incitir mi diyorsun. İncitmez olur mu? Elbet incitir. İnsan dostundan beklemez. Dostuna naz eder her daim. Hollacı mansur der ya “ dostun bir top gülü yaralar beni beni”. Elin taşından dostun bir gül yaprağı incitirmiş daha çok. Derim ki, dostu incitmemeli. Dosttan incinmemeli.

 

Uzun söze ne hacet. Dost dili acıda olsa doğru söyler. Baştan söyler. Söyler lakin sahip çıkar. Dost adamı yarı yolda bırakmaz. Yolun açık olsun dostum. Yol arkadaşlığı ne güzel. Dostluk ondan da güzel.