Bir Bir Gidiyorlar
Makale
Tahsin SARIBIYIK
BİR BİR GİDİYORLAR
- Çınar geçidi
- Karasu + Karasu vadisi
- Bulgurkaya vadisi
- Alma dağı
- Kırksu
- Geben toprağı
- Kurucova
- Bunduk gölü
- Sarımsak dağı
10. Akifiye – Çokak ovası
Torosların eşiz ilçesi Andırın’da pek çok doğal kaynak bulunmaktadır. Andırın şimdiye kadar doğal kaynakları ile tanınmıştır. Bizlerde Andırının bu yönü ile övünmüşüzdür. Anadolu’nun küresel iklim baskısına paralel olarak Andırında da doğal kaynaklar bir bir yok olup kayboluyorlar. Burada iklim faktörünün payı çok az. Esas doğal kaynakları tahrip eden faktörler insanlar ve onarlın uyguladıkları sistemlerdir. Bunlardan bazılarına beraber bakalım.
Çınargeçidi
Andırın’a beş kilometre uzaklıkta doğal mesire alanıdır. İnsanlar yıllardır mesire yeri olarak yararlanmaktadırlar. Her Andırın’lının yılda en az bir kere uğradığı bir dinlenme merkezidir. Bura ne yazık ki baraj altında kalmakta ve yok olmak üzeredir. İnsanının aklına şu soru geliyor. Acaba zenginliğin belirtisi her zaman para mıdır? Değil. Diğer zenginlikler paradan daha değerlidir diye düşünüyorum. Ama ne yazık ki para daha önde tutularak bu değerli zenginliklerimiz bir bir yok edilmektedir.
Karasu ve Karasu Vadisi
Andırına yedi kilometre uzaklıkta bol suyu olan bir vadi. Vadide küçük şelaleler, Kırmızı benekli alabalık, su samuru var. Korunması gerekir. Buradan şehir suyu alınarak kurutulmakta, bozulmaktadır.
Bulgurkaya Vadisi
Bulgurkaya, Tırıl dağı eteğinde bir vadi. Çınargeçidi’ni kapatacak olan göl bağlama gövdesi, bu vadide yapılmaktadır. Doğal yapı yok olacaktır. Bu doğal yapının bir daha geri gelmesi mümkün olamaz. Bu inşaatlar yapılma aşamasında doğal yapı bozulmamalı bozdurulmamalıdır.
Alma Dağı
Alma dağı bünyesinde taşıdığı güçlü ve çeşitli ormanları ile ünlüdür. Hatta bin yıl yaşayan sedir ağaçları bulunmaktadır. Fiziki yapısı insanın kullanımına müsaittir. Doğal gezi inceleme izleme gözleme için uygundur. Alma dağı gezi güzergahı olarak kullanılmalıdır. Bitki dokusu bozulmamalı mevcut bitkiler korunmalıdır.
Kırksu
Kırksu adında anlaşıldığı gibi kırk civarında su kaynaklarının vadiden çıkarak oluşturduğu bir kaynaktır. Su kaynakları yanında zengin bitki örtüsü ve yazın buz gibi esen rüzgarı ile doğal klima oluşturur. Kırksu günübirlik dinlenme yeri olarak kullanılmalı yerleşim olmamalıdır. Çünkü Kırksuyun kirlenmesi vadisinde kalan tüm yerleşim yerlerinin kirlenmesi demektir. Kırksuyun suyu her yerden içilebilinir olmalı, kirlenmemeli.
Geben Ovası
Geben ovası yayla tarımı yapılabilmesi için uygun arazi yapısıdır. Yayla ikliminde yetişebilen bitkiler burada çok rahat yetiştirilir. Gebenovası Sisne, Bunduk ve Kargaçayırı köylerinin içinde olduğu büyük bir alandır. Bunduk Gölü bu ovanın içindedir. Onun için bu ova incelenerek neler ekilebilinir belirlenmeli ve ona göre ekim yapılmalıdır. Ekim işlemi sürdürebilir geliştirilebilir olmalıdır.
Kurucaova
Kuruca ova Andırına iki kilometre uzaklıkta olan yayla yapılabilecek, tarım için uygun arazidir. Etrafı ormanlarla çevrili, ortasında ilkbaharda akan diğer zamanlarda kuru olan bir dere vardır. Ovanın orman taraflarında koyaklar var. Bu ovanın ortasındaki derede birde Sülüklü Göl vardı. Oda yok oldu. Üstü elektrik şalt sahası yapıldı. Bu arada bazı insanlar ovanın ortasındaki bu derenin yatağını değiştiriyorlar. Bu değişiklikler yaptırılmamalı. Derenin etrafı ağaçlandırılmalı, mesire yeri yapılmalıdır. Bu deredeki çimler korunmalıdır. O çimler yok edilirse, o tarlaların bir kısmı yok olur verimsizleşir kurur bozkır olur. Bu bilinçle bu yerler korunmalıdır.
Akifiye ve Çokak Ovası
Ovamız yaylada yetiştirilebilecek bitkiler için uygun bir üretim alandır. Günümüzde düzensiz bir yapılaşma oluşumu gözlenilmektedir. Bu düzensiz yapılaşmanın önüne geçilmeli yapılaşma çarpıklığı önlenilmelidir. Ekim yapılacak anlara kesinlikle yapı yapmamalı yaptırılmamalıdır. Çarpık yapılaşma oluştuktan sonra onu düzeltmek çok zor. Üretim yapılacak alanlar korunmalıdır.
Aşağı Andırın Ovası
Aşağı Andırın ovası tarihten beri zengin toprak örtüsüne sahiptir. Kuzeyden gelen ırmak ve derelerin getirdiği alüvyon topraklar Andırın ovasını oluşturur. Ova tamamen sulanmaktadır. Ancak aşırı sulama, ilaç, gübre kullanımı ve sürekli ekim sonucu topraklar yıpranmıştır. Küçük küçük parsellere dönüşen ova yeniden tesviye edilmeli, dinlendirilmeli, nadasa dönülmelidir. Meyveciliğe geçilmelidir.
Andırında korunması sahiplenilmesi gerekeli çok yer var. Bunlardan bazıları Akgümüş gölü, sarımsak dağı, tırıl dağı, Halbur yaylası, Sağ yaylası, Çığşar yaylası, Kayıranlı dağları, Meryemçil gibi.
Andırında doğal yapı korunmalıdır.
Andırın doğal yapı itibari ile ormanlık, çok çeşitli bikri türü bulunan yetiştirilen bir bölgedir. Artık Dünya’da da doğal ortamların yavaş yavaş azaldığını görüyoruz, duyuyoruz ve dinliyoruz. Bu nedenle andırında ki doğal yaşamın sürdürebilir olması gerekmektedir. Bunun için andırındaki doğal yapının korunması gerekmektedir. Yani andırındaki doğal kaynakların sürdürebilir olması için gerekli çalışmalar yapılmalı koruman önlemleri alınmalı.
Çevre sorunu, dünyanın önemli sorunlarından biri olarak kabul edilmektedir. Bu konuda çeşitli toplantılar, yapılmaktadır. Bu toplantılarda çevreyi korumaya yönelik çeşitli kararlar alınmaktadır. Bu toplantılar habitat toplantıları çeşitli zirveler şeklinde yapılmaktadır. Bu toplantılardan önemli biri 1992 yapılan Rio Konferansıdır. Bu konferansa Türkiye olarak bizde katıldık ve alınan kararları imzaladık. Bu toplantıda çevirenin korunmasına yönelik kararların alındığı Gündem 21 vardır. Bur da çevrenin korunması için tarafların yapması gerekenler anlatılmaktadır. Bu kararlar ve toplantılarda çıkan sonuç Yöresel sorunları, yaşayanları ve ilgili tüm birimler ile birlikte tespit etmek ve çözüm planlarını oluşturmak. Ve birlikte çözüm yollarlını belirlemek. Kısacası tüm taraflar birlikte çalışacak.
Yine Rio Konferansı'nda ve Habitat II Konferansı'nda, önemle bilinmesi gereken bazı kavramlar ortaya konulmuştur, bu kavramlardan bazıları
Yaşanabilirlik,
Sürdürülebilirlik,
Hakçalık,
Doğal kaynaklar kullanılırken, yaşanabilirlik, sürdürebilirlik ve hakçalık ilkelerine bağlı kalınmalardır. Nedir bu ilkelerin açılımları veya bu ilkelerle ne söylenmek istenmektedir.
Yaşanabilirlik
Yaşam alanlarının yaşanabilir ve güvenli olması demektir. Yaşam kalitesinin sürekli yükseltilebilir olmasıdır. İnsanların yaşam kalitesi toplumsal ve ekonomik faktörlerin yanı sıra, köy, kasaba ve kentlerimizin mekânsal ve fiziksel özelliklerine bağlıdır. Bu özellikler öyle belirleyicidir ki, halk sağlığının korunduğu, emniyetin ve güvenlik koşullarının sağlandığı, toplumsal bütünleşme, çeşitlilik ve kültürel kimliğin geliştirildiği, doğal, tarihi, dini ve kültürel bakımdan anlamlı yapı ve bölgelerin uygun biçimde korunduğu insan yerleşmelerinin; "tasarım, yönetim ve bakım süreçlerini", halkın daha yaşanabilir mahalle ve yerleşmelere olan gereksinmeleri, yönlendirmelidir.
Yaşanabilirlik ilkesini var olan koşullara razı olmanın değil, var olanı aşmanın, daha iyiyi aramanın söylemidir diye özetleyebiliriz.
Sürdürülebilirlik
Sürdürebilirlik: yaşadığımız ortam yaşanabilirliğinin sonsuza kadar devam edebilecek şekilde kullanma bilincidir.
Günün gereksinmelerini, gelecek kuşakların kendi gereksinmelerini karşılama olanaklarını azaltmadan karşılama biçimidir, diye tanımlanabilir.
Gelecek kuşakların gereksinmelerini karşılıya bilmek kabul edilince de, doğal kaynakların tahrip edilmemesi, çevre dengesinin sürdürülmesi ve korunması gereği hemen görülecektir.
Sürdürülebilirlik, en dar anlamıyla bile ele alınsa kuşaklararası bir adalet ilkesidir. Kuşaklar arası hakların korunması anlayışıdır.
Hakçalık
Hakçalık, bir toplumda kadın, erkek, çocuk, genç, din, dil, ırk ve siyasal tercih gözetmeden, giyim, gıda, sağlık, konut gereksinmelerinin karşılanmasını ve herkesin eğitimde, yaratıcı ve verimli geçim yollarını serbestçe seçmede ve kişisel, manevi, kültürel, kaynakların korunmasında, yaşanabilir yerleşmelerin oluşmasında eşit hak ve sorumluluğun bulunması ve herkesin karar verme süreçlerine katılmakta eşit fırsata sahip olmasıdır diye tarif edilebilir.
Haksızlık ve dışlanma; bencillik, anti sosyal ve üretici olmayan davranışları besler ve yurttaşlık duygusunu zayıflatır.
Günümüzde sivil toplum hareketlerinin geliştirdiği değerlerle; yaşanabilirlik, sürdürülebilirlik ve hakçalığın öne çıktığı bir sistemin gerçekleşebilmesi için, gelinen nokta da yurttaş bağlılığı (kentli bağlılığı), yapabilir olma veya kılma ve yönetişim(beraber yönetim tarzı) kavramlarının iyi anlaşılması ve hayata geçirilmesi gereklidir.
Bunları kısaca değindikten sonra ANDIRIN’IN çevresi ve doğasının korunması için neler yapılabilir onları maddeler halinde belirtelim.
- Andırının sorunların tespitinde ve çözümünde katılımcılığı arttıracak ve sahiplenmeyi güçlendirecek, Yerel Gündem ve Eylem Planı hazırlıkları için, belirlenecek program çerçevesinde toplantılar düzenlemek.
- Bilgilenmek için, uzmanların, sivil girişimlerin ve kamu yönetimlerinin bilgi, deneyiminden faydalanmak.
- Çalışma öncesi ve çalışmalar sırasında oluşacak olan belge-bilgi merkezini oluşturmak.
- Ulusal Eylem Planı Habitat ve Gündem 21 ile ilgili bilgilendirmeler yapmak.
- Yerel sorunlar ve çözüm için hazırlık komitesi toplantıları yapmak.
- Muhtarların kendi mahallelerini veya köylerini içeren bir tarihçe yapmalarını ve kendi yandaşları ile birlikte sorunlarını tespit ederek, bu sorunlardan öncelikleri tespit etmelerini sağlamak
- Halkın geniş katılımını sağlamak maksadıyla, tüm ilçeyi kapsayan çok yönlü bir sorun tespit anketi yapmak.
- Aynı ilgi alanına yönelik kişi veya kuruluşların bir araya gelerek oluşturdukları çalışma gurupları oluşturmak.
- Tüm çalışmalardan sonra, bir araya getirilen sorunlar ve çözümleri paketi;
Hemen yapılabilir öncelikli konular,
Kısa vadede yapılabilir öncelikli konular,
Orta vadede yapılabilir öncelikli konular,
Uzun vadede yapılabilir öncelikli konular olarak ayrılır.
- Oluşacak olan yerel gündem ve eylem planının sahiplenilmesi için genel amaçlı tanıtım programları düzenlemek, buna bağlı olarak yayın faaliyetlerinde bulunmak
- Yerel yönetimin bu çalışmalara paralel olarak kendi bünyesinde bir eğitim yapması ve teknik gurup oluşturması.
KATILIM BIR HAK OLDUĞU KADAR, BİR SORUMLULUK