Sarı Defterdekiler

YAŞAR Kemal

Sarı defterdekiler Yaşar Kemal’in derlemelerini kapsar. Onun daha yazarlığa adım atmadan önceki doğum sancısı misali hazırlık döneminde Çukurova kültürünü arının çiçeklere konması gibi birem birem taramasının adıdır. Çukurova bitiminde dağlara yaslanır. Buralara Toros dağları diyoruz. Yaşar Kemal Çukurova’nın Toroslara bakan yamaçlarında Andırın, Kadirli yörelerinde söz söyleme kültürü veya sözlü gelenek hazinesini keşfeder. Bunun için bu coğrafyayı adım adım dolaşır.

Söze takılır Yaşar Kemal. Delikanlı yıllarında söz söyleme ustalarını, onların eserlerini anonim söz sanatlarını yakalama peşindedir. Çukurova ve Toros insanlarının söz serüvenini peşine koşar. Bir avcı gibi hedefine adım adım varır. Derlemeler yapar. Sözde kalan, sözle yayılan ne varsa kaleme alır. Deftere geçirir. Bunun adı “sarı defter” olur.

Sarı defterdekiler Yaşar Kemal’in Çukurova ve Toroslar da derlediği koşma, semai, destan, türkü, ağıt, mani ve türkülü halk hikâyelerinden oluşuyor. Andırın yöresinde aşık kul Halil, aşık Hüseyin, Hasibe Hatun, isimli isimsiz ağıtçı kadınlar ve hikaye söyleyicileri ile buluşup görüştüğünü kendin ağzından dinlemiştim.

Yaşar Kemal’in bu derlemeleri ona söz söylemeyi, söz üstüne söz katmayı, söz üretmeyi bir öğretmen gibi öğretmiştir. Sözün sanatı, kıvraklığı, heybeti, kudreti onda söz coşkusuna dönmüştür. Bu coşku söz sanatına oradan da edebiyata dönüşerek başta İnce Mehmet olmak üzere coşkulu Çukurova eserleri ortaya çıkmıştır.